03222023Çrş
Last updatePrş, 16 Mar 2023 8pm

PİYASA alternatif iktisadın kritiği sunuş

Yıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değil

 SUNUŞ

Bu kitap sadece Marksizm’in bir eleştirisi değildir. Marksizm dışındaki alışıldık ve bilinen bütün iktisat teorilerine bir meydan okumadır. ‘Herkesin yeteneği kadar verdiği herkesin yettiği kadar aldığı’ komünist şiara ulaşmanın yollarını, bir ara geçiş formu olarak sosyalizmin nasıl bir ekonomik biçimde olması gerektiğini inceler. Doğal olarak sosyalizmin ve reel sosyalizmin bir özeleştirisidir bu kitap. Ancak en nihayetinde varmak istediği yer “herkesin yeteneği kadar verdiği ve herkesin yettiği kadar aldığı” modern toplum ütopyasıdır.

Kapitalizmin işleyişi hakkında onlarca farklı teoriye rağmen hala net bir fikir edinebilmiş değiliz. Elbette ki sosyalist geleneğin bütün diğer teorilere nazaran çok daha iyi bir izahatı vardır. Sadece krizler düzenine sebep olan şeyin Marks sayesinde sermayenin birikiminden kaynaklandığını biliyoruz. Bunun dışında gerçek anlamda kapitalizmin nasıl işlediği, piyasa kurallarının ne olduğu konusunda hala büyük bir muğlaklık söz konusudur. Bu yüzden temelleri Karl Marks tarafından atılan, ekonomi politiğin sosyalist eleştirisinin devamı olma iddiasındadır bu kitap.


PİYASA alternatif iktisadın kritiği zenginlik nedir?

Kullanıcı Oyu: 5 / 5

Yıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkin

Zenginliğin iki kategorisi insan ve nesne

Zenginlik para, eşya, toprak, beceri, ün ya da herhangi bir şey için kullandığımız bir kavramdır. Daha geniş bir tanımla, zenginlik insanın nesneler ile olan anlama-anlamlandırma ilişkisidir, bir başka deyişle zenginlik, insanın malzeme bilgisini en verimli şekilde kullandığı nesnelerle sağladığı artı zamandır. Bu yönüyle zenginlik emek ve yararlı nesneleri kapsayan gıdasını buradan alan bir kavramdır. Ama emek ve yararı açığa çıkmış nesneler zenginliğin değil servetin unsurlarıdır. Zenginlik bir artı zaman yaratma faaliyetidir. Bunu bazen emekle, bazen meta ile bazen de her ikisi ile yapabilir. Bunlar servetin unsurlarıdır. Ancak zenginliğe sebep olmazlar. Bunlar tüketildikçe zenginlik açığa çıkar. Servetin unsurları istediği kadar çok olsun tüketime girmedikleri sürece değersizdir ve zenginliğe sebep olmaz. Toplumsal servet malzeme biliminin konusudur. İktisada konu olansa toplumsal zenginliğimizdir. Yani bir yıl içerisinde metalar vasıtasıyla kurtulduğumuz negatif emek zaman kadardır. 

İnsanın nesne ile olan ilişkisinden doğan ve bu ilişkiden beslenen ilginç bir ekonomik kavramdır zenginlik. Bundan dolayı zenginliği ne olarak görürseniz birdenbire o oluveren sihirli bir yapısı vardır. Altın derseniz zenginlik birden altın oluverir, toprak derseniz birdenbire toprağa dönüşür. Zenginlik için şu nicelikte şu madde derseniz, o nicelikteki o kadar madde zenginlik olur. Zenginlik için bütün nesneler derseniz, bütün nesneler gözünüze zenginlikmiş gibi gelir. Zenginliği haz olarak ya da güdülerin tatmini olarak da görebilirsiniz, muhakkak bu da komple yanlış bir tanım olmayacaktır. Ama bu tanımların hepsi olduğu kadar, zenginliğin çok kısa bir süre içerisinde bu tanımların hiçbiri olmadığını da göreceksiniz. Çünkü zenginlik, maddi servetin tüm unsurlarını içine alan ama bunun dışında insan ilişkilerini de kapsayan çok daha büyük bir kümedir. Onun için maddi servetin tüm unsurları zenginliğin ancak alt kümeleridir. Tüketilmediği sürece zenginliğe sebep olmaz.

PİYASA alternatif iktisadın kritiği - değer nedir

Yıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değil

DEĞER NEDİR?

Emek değer teorisi günümüz iktisat bilimi içerisinde en çok üzerinde anlaşılan teorilerin başında gelir. Avusturya ekolünün bir kısım üyeleri ve belki Cambridge’gillerin bazı itirazları dışında neredeyse doğru kabul edilir. Onlar değerin sübjektif bir yanı olduğunu ve bu yanın değerin belirlenmesinde çok önemli olduğunu söylerler. Ama bunun neden böyle olduğunu açık bir biçimde ifade edemezler. Fayda kavramı üzerinden açıklamaya çalıştıkları bu sübjektif yön, o kadar sübjektiftir ki onlar bile tam olarak ne olduğunu anlayamamışlardır. Bu yüzden bu sübjektifliğin onlarca farklı tanımını yapmışlardır.

 Genel anlamda piyasa üzerine düşüncelerin yeni versiyonlarında, özellikle post ön ekine sahip düşünce biçimlerinde özcülük karşıtı birçok unsura rastlarız. Yani bir koyun ile bir hammadde arasında ortak bir öz olmadığı iddiasındadırlar (O'Neill, 2001: 20-32). Bütün bu itirazlara rağmen milyonlarca çeşit ürünün 7 milyar insan arasında dönüyor olması ve bu işlemler sırasında genellikle iki taraflı memnuniyet unsurunun sağlanabilmesi bu teorinin yanlış olduğu düşüncesinin doğması için yeterince büyük bir neden sayılabilir. Ancak bunun karşıtı olarak, metaı billurlaşmış emek olarak görmekte tam bir tanımın oturması önünde büyük bir engeldir. Emek faktörü neredeyse parmak izi gibi her emekçide ayrı bir biçimde metaa yansır. Çoğu zaman eş kalitedeki ürünler arasında oldukça büyük bir fiyat farkı olabilir. Neo liberallerin birçoğu bunun metanın birincil fonksiyonu dışındaki diğer fonksiyonlarınca sağlandığını iddia edebilirler. Ne var ki “tüketici bunun ne getirip götüreceğini nasıl hesaplar” diye sorduğumuzda, yine aynı açmaza saplanıp kalacaktırlar.  En nihayetinde emek durağan bir şey ya da her haliyle aynı şekilde çıktı veren bir şey değildir.

PİYASA alternatif iktisadın kritiği - fiyat nasıl oluşur?

Yıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değil

FİYAT NASIL OLUŞUR?

Modern toplumda insanların ihtiyaçlarını karşılama yöntemleriyle devletsiz toplumların üyesi olan insanların ihtiyaçlarını karşılaması arasında en büyük fark;  eski toplumun insanı canı ne isteseydi onun için uğraşırken, modern insanın canı ne isterse istesin, sadece en iyi bildiği işi yapmak zorunda oluşudur. Bunun dışında isteklerini elde etmek için her hangi bir başka uğraşa ayıracak vakti yoktur. Bu yüzden modern insan hep olmak istediği kişi olmak için başka kimliklere bürünürken, ilkel insan kişiliğindeki tek parçalı yapıyla, belki daha yorgun ve daha açtı ama kesinlikle daha mutluydu. Çünkü o herhangi bir tercih yapmak zorunda değildi. Ancak modern insan en iyi yaptığı işi yapmakla da ihtiyaçlarını tam karşılayamaz. O daha çalışma zamanının en küçük birimine denk gelen bir miktar parayla, başka en ufak bir eyleme girmemek veya varoluşunu sürdürebilmek için daha büyük zaman dilimleri satın almak ve bunu oldukça hesaplı yapmak zorundadır.

Piyasa toplumları hep bu kadar zorluk içinde yaşamamıştı. Neolitik yaşamda da biz bir mübadeleyi ve herkesin en iyi bildiği işte üretim yaptığını (ama bunun yanında birçok ayrı dalda da üretim yapabildiğini) buna rağmen bugünkü mübadele mantığıyla en ufak bir fark yaratmadığını da görürüz. İlkel insanın mükâfatı olarak elde ettiği şey metalarken, bugünkü modern insanın elde ettiği ürün, bütün metalara, sınırlı ve belirsiz bir şekilde ulaşabileceği paradır. İşte gelirlerin oluşumu insandaki mübadelede köklü değişimlere sebep olmuş ve modern iktisat bunu anlamakta oldukça zorlanmıştır.

PİYASA alternatif iktisadın kritiği - mükemmel piyasa teorisi

Yıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değil

MÜKEMMEL PİYASA TEORİSİ

Pazar nedir? [1]

Aile kendi özerkliğini sağladığı zaman yine de birçok şeye ulaşamayacak bir durumdaydı. Yani gelişen iş bölümünün çok büyük bir kısmı hakkında bilgi sahibi olamazdı. Elbette bu geçimliklerini sağlamaları konusunda bir engel değildi. Üretim tarzının farklı farklı dallarda yoğunlaşmasıyla birlikte ve aynı zamanda tek bir köy içerisinde birikmesiyle birlikte ekonomik alanda bir ayrışma yaşanmış olabilir. Yoksa zaten kabilelerin bir kısmının çoban bir kısmının tarımcı olduğu dönemlerde henüz hayvanların tarımda kullanılmasının önünün de açılmasını bekleyemeyiz. Hayvanların tarımda kullanılması ancak çoban kabilelerle tarımcı kabilelerin iç içe geçmesiyle mümkün olabileceği kanısındayım. Çünkü hayvanları karasabana koşabilecek olanların hayvanların dilinden anlayan kişiler olması gerekir ki, bunu düşünebilsinler. Eğer tarımcı kabileler hayvanları evcilleştirebilselerdi zaten tarımcı kabile olarak anmazdık. Aynı şeyin bir su hayvanlarını avlamakta ustalaşmış kabileler içinde söylemek gerekir. Ya da çoban kabileler eğer tarım kültürünün farkına varmış olsaydı göçebe olmazlardı. Yine biz bunların arasında bir ticaretin olmasını da doğal bir sonuç olarak bekleriz. Eğer ki kabileler belli bir süre de olsa her alanda değil de bir tek alanda yoğunlaşmışlarsa, bunun tek mantıklı izahı malzeme bilgisine sahip oldukları diğer tüketim maddelerini dışarıdan tedarik ediyor olmalarıdır. Bu da bize çok ilginç bir başka noktayı, piyasanın önce dışsal, sonra içsel olarak geliştiğini gösterir.[2]

Bingo sites http://gbetting.co.uk/bingo with sign up bonuses